Sade ve bütüncül bir hukuki sistem olmaktan çok, Enerji hukuku temel ilkelerin veya bütünsel sistemlerin eksikliği ile karakterize edilmektedir. Enerji hukuku, tüketmek üzere enerji kaynakları bulma ihtiyacına bağlı zorunlu tepki şeklinde zamanla aşamalı olarak gelişmiştir. Enerji hukuku, var olan teknoloji ışığında mümkün olabilen her türlü enerji sisteminin gelişimine katkı sağlamaktadır. Kısa vadede amacı her zaman söz konusu her bir toplumun ihtiyaç duyduğu elektriğin veya diğer her nevi enerjinin tedarik edilmesi olmuştur.
Enerji hukuku, geniş anlamda yenilenebilir enerji ve yenilenemeyen enerjinin kullanımı ve vergilendirilmesini düzenlemektedir. Yenilenebilir enerji haricindeki enerji kaynaklarından başlıcaları petrol ve petrol ürünleri, doğal gaz, kömür ve uranyumdur.
Türkiye’de enerji sektöründe en yetkili kurum Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB)’dır. 3154 Sayılı Kanun’a göre Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın kuruluş amacı; enerji ve tabii kaynaklarla ilgili hedef ve politikaların, ülkenin savunması, güvenliği ve refahı, milli ekonominin gelişmesi ve güçlenmesi doğrultusunda tespitine yardımcı olmak; enerji ve tabii kaynakların bu hedef ve politikalara uygun olarak araştırılmasını, geliştirilmesini, üretilmesini ve tüketilmesini sağlamaktır. Yine, 2001 yılında kurulan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) elektrik, doğal gaz, petrol ve sıvılaştırılmış petrol gazları (LPG)’nın; yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösterebilecek, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir enerji piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin sağlanmasından sorumlu bağımsız bir tüzel kişiliktir.
Ekonomik büyüme ve kentleşmeyle birlikte, enerji talebi ve Türkiye’de enerji piyasasında yeni yatırımlara olan ihtiyaç her geçen gün artmakta ve Türk enerji pazarı gerek yerli ve gerekse yabancı yatırımcılar için giderek daha cazip hale gelmektedir. Türkiye, enerji sektörünün her alanında hızla artan bir taleple karşı karşıyadır.
Türkiye’de birincil enerji tüketimi son on yılda giderek artmış ve 2010 yılında 83.4 MTEP’a ulaşmıştır. 2013 yılında Türk ekonomisi 245.4 milyon kWh elektrik ve 45,6 milyar metreküp doğalgaz tüketmiştir. Kişi başına üretim rakamları dikkate alındığında, Türkiye’nin hâlâ OECD ve AB ülkeleri ortalamasının altında kişi başı üretim düzeyine sahip olduğu anlaşılmaktadır. Türkiye’nin artan enerji talebi karşısında kendi enerji kaynaklarının sınırlı olması, başta petrol ve doğal gaz olmak üzere, enerji kaynaklarının ithaline bağımlılığı da beraberinde getirmiştir. Artan talebin en büyük bileşenini, elektrik enerjisi üretimi için doğalgaz tüketimi oluşturmaktadır. Bu noktada Türkiye’nin yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları değerlendirmeyi beklemektedir. Makine Mühendisleri Odası’nın Mart 2008 tarihli raporuna göre, ülkemizin elektrik üretiminde değerlendirilebileceği 100,000 Gigawatt/saat kömür, 125,000 Gigawatt/saat hidrolik, 120,000 Gigawatt/saat rüzgâr, 16,000 Gigawatt/saat jeotermal esaslı olmak üzere toplam 361,000 Gigawatt/saat elektrik üretim potansiyeli değerlendirmeyi beklemektedir.
Türkiye, AB’nin iç enerji piyasalarına entegrasyonu hedefi doğrultusunda, enerji piyasasının her alanında verimliliği artırmayı sağlayacak yasal zemin oluşturmak üzere son yıllarda Elektrik Piyasası Kanunu, Doğal Gaz Piyasası Kanunu ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun başta olmak üzere birçok kanun çıkartmış ve bu kanunların belirlemiş olduğu çerçevede enerji piyasasını düzenleyen ikincil mevzuatı oluşturmuştur. Enerji yatırımcıları için elektrik ve doğal gaz piyasalarını yeniden yapılandırma ve serbestleştirme konusunda kayda değer ilerleme göstermiştir. Petrol Piyasası Kanunu ve Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu ile rekabet odaklı mekanizmalar hayata geçirilmiştir.
Bu kapsamda enerji piyasası yatırımcısı açısından, mevzuat ile ilgili olarak sahip olunan tecrübe, enerji projelerinin başından itibaren sağlam temellere oturtulması, geliştirilmesi ve finanse edilmesinde ve enerji varlıklarının satın alınması, elden çıkarılması ve pazarlanmasında kritik öneme sahiptir. Büromuz enerji, petrol & gaz, sıvılaştırılmış doğal gaz, boru hattı ve enerji dağıtım pazarına ilişkin mevzuat ve uygulamaları konusundaki bilgi ve birikimi ile müvekkillerimizin mevzuata ilişkin karşılaşabilecekleri sorunların tespitinde, bu sorunların çözümüne ilişkin stratejiler geliştirmede ve bu stratejileri uygulamada ihtiyaç duyacakları desteği sağlamaktadır.
Hizmetlerimiz:
- santral işleten piyasa yatırımcılarına ve start-up enerji üreticilerine danışmanlık yapmak;
- Ticari işlemler, proje geliştirme, proje finansmanı, ruhsatlandırma ve her türlü izinlerin alınması da dahil enerji ile ilgili konularda danışmanlık yapmak. Tecrübelerimiz doğalgaz, petrol, kömür, biokütle, jeotermal, güneş, rüzgâr, hidroelektrik ve diğer yenilenebilir enerji teknolojileri ile elektrik üretimi projelerini içermektedir.
- Elektriğin toptan ve perakende alım-satımı, tedariki ve transferine ilişkin sözleşmeler hazırlamak, sözleşme hükümlerini müzakere etmek;
- EPC sözleşmeleri hazırlamak, hükümlerini müzakere etmek;
- Sözleşme müzakerelerinde ve enerji nakli uyuşmazlıklarında müvekkillerimizi temsil etmek;
- Enerji alıcı ve satıcılarını elektrik bağlantı ve nakil anlaşmaları ile ilgili hususlarda temsil etmek;
- Birleşme ve satın almalar ile ilgili olarak danışmanlık yapmak;
- Enerji üretim tesislerinin satın alınması ve satışı ile ilgili hususlarda proje sahiplerini temsil etmek;
- Proje geliştirme ve finans konularında danışmanlık vermek;
- Enerji santral inşaatı uyuşmazlıklarında müvekkillerimizi temsil etmek;
- Teşvikler ve teşvik başvuruları hususlarında danışmanlık hizmeti vermek;
- Mevzuat analizi yapmak, ihale dokümanlarının hazırlanması hususunda hizmet vermek;
- İzin ve lisans başvurularını hazırlamak ve takibini yapmak.